Kanserden kronik depresyona kadar birçok hastalığın tedavisinde çığır açan araştırma
AMERİKAN Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün (NIH) 25 milyon dolar ayırdığı ve bağırsak biyotasının kronik yorgunluğa yol açan en değerli faktörlerden biri olduğunu kanıtlayan araştırmanın ilk sonuçları yayınlandı. Jackson Laboratuvarı Baş Araştırmacısı ve İmmünoloji Uzmanı Prof. prof. Dr. unutmadan, araştırmayla ilgili detayları anlattı.
ABD’deki Cornell Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Jackson Laboratuvarı’ndan araştırmacıların ortaklaşa yürüttüğü ve Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün yaklaşık 25 milyon dolar ayırdığı çalışmanın ilk sonuçları, ‘kronik yorgunluk ile kronik yorgunluk arasındaki ilişkiyi kanıtladı’ bağırsak mikrobiyotası’ yayınlandı. Jackson Laboratuvarı Baş Araştırmacısı ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Forgetz, kronik yorgunluğu tartıştıkları bu çalışmanın sonuçlarının aslında kanser tedavilerinin etkinliğinden otoimmün hastalıklara, obezite ve yaşlanmaya kronik depresyon. Araştırmanın detaylarını anlatan Prof. .
“TRİLYONLARCA BAKTERİ SINIFLANDIRILDI”
prof. Dr. Hastalardan her yıl sistematik olarak dışkı ve kan örnekleri alındı. Dışkı örneklerindeki bakteriler, farklı merkezlerdeki araştırmacılar tarafından dizilendi ve biyoinformatik adı verilen yapay zeka sistemleri kullanılarak trilyonlarca bakteri sınıflandırıldı. Bu bakterilerin mikrobiyom analizleri de yapılmıştır. prof. Kronik yorgunluk şikayeti olan hastaların yıllardır doktorlarla dolaştığını ancak bir türlü teşhis alamadıklarını vurgulayan Dr. Aslında bu bakterilerin birden fazlası bizim için çok faydalı.Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışıyoruz.Bu ortalarda.Kronik yorgunluk hastalığı denen değerli bir sendrom üzerinde çalışmaya başladık yaklaşık 10 yıl önce. . O zamanlar hastalık bile sayılmazdı. Bu hastalar yıllarca doktora gittiler, teşhis koyamadılar, çoğuna akıl hastası ya da psikiyatrik deniyordu. Aslında böyle milyonlarca insan var.”
“DİP FLORASINI KIRMAK, BAĞIŞIKLIĞI DA ETKİLİYOR” Kronik yorgunluk sendromunun genellikle bir enfeksiyondan sonra geliştiğine işaret eden Prof. Dr. Bağırsak bu konuda uzun Covid’in bağırsak mikrobiyotasını da etkilediğini düşünüyoruz.Grip virüsünü bile etkileyebilir.Bu kronik yorgunluk hastalığı zaten daha ciddi bir hastalık.Bulaşıcı hastalıktan sonra başlıyor zaten demiştik’ Bu hastalığın temelinde muhtemelen mikrobiyota dediğimiz bağırsak florasındaki bakterilerde bir bozukluk vardır, bu bozukluk metabolizmayı etkiler, bu da bağışıklık sistemini ve bağışıklık sistemini (hiç bitmeyen bir döngü gibi) etkiler. grip) bu belirtilere neden olur (sürekli yorgun ve bitkin hissetmenize neden olur)’ iyi bakteride azalma kötü bakteride artış.Lizma ile de ilişkilendirdik.Yani bakterideki bozukluk hastalarda farklı metabolizma sorunlarına neden oluyor.Mikrobiyotadan en çok etkilenen mekanizma veya organ bağışıklık sistemidir.Bu da yol açar. otoimmün hastalıklardan kronik kalp hastalıklarına kadar pek çok farklı sağlık sorununa.”
YAŞLANMAK DA ÖNLENEBİLİR Mİ? Besinlerin bağırsak mikrobiyotası açısından ‘ilaç gibi’ olduğuna dikkat çeken Prof. sağlıksız besinlerle beslenen kötü bakterilere karşı.Bu açıdan insanların yapabileceği en değerli şey beslenmelerine çok dikkat etmeleridir.Sadece diyete değil.Intermittent fasting dediğimiz yöntem de faydalıdır. Örneğin 16 saatlik oruç sırasında kötü bakteriler yaşayamaz ama iyi bakteriler daha uzun yaşayabildikleri için hayatta kalabilirler” dedi. Örneğin sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin mikroplardan koruma kaygısıyla çok steril ortamda yetiştirilen çocuklarda uygun bakteriler vücuda yerleşemez. Bu çocuklarda daha sonra alerjik sorunlarla karşılaşabiliriz. Yaşlanma da bir faktördür. Yaşlandıkça bağırsaklarımızdaki bakteri çeşitliliği değişir. Hatta bu bakteriler değişiyor gibi. Daha hızlı yaşlanıyoruz, bu bakterileri değiştirerek veya diyetimizi değiştirerek yaşlanmayı geciktirebilir miyiz soruları var.”
“İLAÇ BAKTERİDEN ÜRETİLEBİLİR” Bu araştırmanın iki önemli sonucu olduğunu vurgulayan Prof. Demek ki bu bakterilerde bir bozukluk varsa onu düzeltebiliriz.Bu anlamda yeni tedavi yöntemleri bulabiliriz.Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri var ve binlerce çeşidi var.Birbirinden farklı olabiliyor. Herkeste var.Bu çalışmada sınıflandırmaya başladık.hatta bu bakterileri laboratuvarda üreterek uygun bakteri-kötü bakteri sistemlerindeki farkları anlamaya başladık.Bu çalışma aynı zamanda iyi bakteri üretip onları birer bakteriye dönüştürmenin de önünü açıyor. Yakın gelecekte bariz bakterileri üreterek (veya bakterilerin ürettiği metabolik maddeleri vücudumuzda üreterek) ilaca dönüştürebiliriz.Bu da tahmini 5-10 yıl içinde gerçekleşebilir.Çünkü klinik çalışmalar biraz daha zaman alıyor. . Diğer Yani gelecekte ‘bakteri ilaçları’ olacak. “Beslenmeniz muhtemelen berbat veya genetik yatkınlığınız berbat olsa da, bu iyi bakterileri ilaçlayıp düzeltebileceğiz.”
KANSER TEDAVİLERİNİ DE ETKİLİYOR Bağırsak mikrobiyotasındaki bakterilerin kanser tedavilerinde de çok önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. tedavinin etkinliğini artırabilir. Laboratuvarda üretemediğimiz bakterileri genetiğiyle değiştirme imkanımız da var. Mesela güzel bir bakteri var, vücut için bazı yararlı etkiler üretiyor. “Mutlaka olmaz. o bakterinin kendisine ihtiyaç duyar. Genetik olarak başka bir bakteriyi programlayabilir ve bu özellikleri ona aktarabilirsiniz.”
Marketlerde satılan probiyotik ürünlerin çoğunun işe yaramaz olduğunu anlatan Prof. milyarlarca bakteri var ama ne kadar bakteri var ne kadarı canlı gerçekten bilmiyorsunuz bu işlerin pek bir faydası yok çünkü bağırsaklarımıza yerleşmiş büyük bir toplum (trilyonlarca bakteri) var ve siz milyarlarcasını gönderiyorsunuz. bakteri ama buradakiler kabul etmez.Vücuttan direk atılır.Ama orada yaşayan bakterileri eğitir,programlar ve gönderirseniz casus gibi olur ama o zaman daha etkili olur.Bu şekilde yemekle birlikte alınması probiyotik falan ile alınmasından daha etkilidir” diyen Yoğurt tüketiyorsunuz, o yoğurt aslında içinizdeki faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlıyor. Gelecekte gerçekten etkili olduğunu bildiğimiz bakteriler olduğunda 3 kilo yoğurt yemek yerine tek hapla daha etkili sonuçlar alabileceğiz.”